26 Nisan 2016 Salı

Hoşçakal Türkiye!

Elimizdeki içecekleri bırakmış sohbetler kesilmiş masa etrafında kenetlenmiş vücutlar isteksizce hareketlenmeye başlamıştı..Vedalaşma faslı zordu.. Sevdiklerimizden ayrılmanın buruk hissi, kafamızda milyon tane soru, belki biraz ön yargı ( ya da bir çok ön yargı) ile heyecanlı Tayvan macerasına artık hazırdık...

Önce  İzmirden 1.5 saatlik Turkish Airlines uçuşu ile İstanbula geldik.  Dış Hatlara girdiğiniz anda farklı bir hava sarıyor insanı ve "ah evet gidiyorum.." oluyorsunuz.. 3-4 saat uçağın gelme zamanını beklerken biraz olsun kafamızı dağıtıp, stresimizi attık.  Pasaport kontrolü öncesi terminalin içinde hoş bir restorantta yemeğimizi yedik, etrafı gezdik. Saat 1.30 'u gösterdiğinde "Hoşçakal Türkiye"  fotosu çekilip uçağımıza bindik..

Hoşçakal Türkiye

Hostes yüzünde garip bir gülümsemeyle uçakta sadece biz dahil üç Türkün olduğu infosunu verdikten sonra uzun yolculuğumuz başladı...

Bütün uçak Tayvanlı olduğu için ülkenin insanlarını şimdiden gözümüzü alıştırmaya başlamıştık. Klasik  olacak ama gerçekten hepsi aynı gibiydi.^^ 

Menüler Tayvana özgüydü; İçlerinden bize uygun menü seçerek aç kalmamaya çalıştık. Sarsıntısız giden yolculuğumuzda sadece bir kere açık hava türbülansına girdik. O sırada ayakta olduğum için scary movie tadındaydı.. O.o  Bölük pörçük uykuyla aktarmasız yolculuğumuz biraz yorucu geçti.

11.30 saat sonra (rotarsız) Tayvan saatine göre akşam üzeri 6'da Taouyan Havalimanındaydık..Gümrük işlemleri için uçakta doldurmuş olduğumuz formu görevlilere vedik ve pasaport işlemlerinden sorunsuz geçtik..Havalimanı oldukça düzenli ve güvenli bir  yapıdaydı. Tabelalar bizi kolayca yönlendirmişti...Bagajlarımıza da kavuştuktan sonra binadan ayrıldık.

Dışarı çıktığımızda nefes almak zordu bizim için :) Evet burada iklim tropikaldi, evet çok sıcaktı, nemli olacaktı, bunlara hazırlamıştık kendimizi ancak sıcağında sıcağını düşünün.. 

"Yüzyılın en sıcak günü" gelmiş olmaya nail olmakta bizim şansımızdı sanırım.. Bu infoyuda Airbnb'den iki haftalığına tuttuğumuz; muhtemelen buraların en tatlı ev sahibesi Christy Lee'den aldık. Kaldığımız süre boyunca kendimizi evimizde hissetirdi. Adeta bir annenin çocuğuyla ilgilendiği gibi ilgilendi bizimle.. 

İlk Kaldığımız Apartın Gece Görüşü

Eşyalarımızı yerleştirip temiz ve serin odanın huzuruna bıraktık kendimizi. Dinlendikten sonra  yerimizde duramayıp sıcak demeden gecenin 3'ünde kendimizi dışarı attık..

 Sokaklar temiz ve düzenliydi.  Gece yarısı 3 olmasına rağmen etrafta gezen insanlar vardı.. Özgürce dolaşan genç kızlar, yaşlılar, üzerinde kaskları bırakılmış scooter motorlar, Tayvan insanının güvenilir olduğunu gösteriyordu..

 Neredeyse sokak başı açık 7eleven, Hi-life marketleri vardı.. Etrafı keşfettiğimiz sırada eşimin Araştırma Görevlisi olarak çalışacağı "Academia Sinica"  Fizik Enstitüsüne ulaştık."Kaldığımız eve (yaya) 6-7 dakikalık uzaklıkta.."

Keşfedeceğimiz çok şey vardı. Heyecanımızı biraz saklayıp uzun ve farklı bir güne uyanmak için eve dönüş yolumuzu tuttuk ve en misinden bir uyku çektik.. İlk gün neler oldu? Neler yaşadık? Daha çok fotoyla  Pek yakında, çok yakında..:)  

1 yorum :