İpek Etkisi: Tayvanlı günler başlıyoor !!

Sabah İpekaaa!! sesiyle güne uyandık.. Bu ses kapıda elinde kocaman meyve tabaklarıyla duran Christy'den başkası değildi. ( Burada ismimin; "sonuna -i yada -a ekleyerek" uzun tonda -ipekii ya da -ipekaa şeklinde daha rahat söyleyebiliyorlar..) Teşekkür ederek meyve tabaklarını kabul ettikten sonra içlerinde daha önce denemediğimiz türden kırmızı ve beyaz ayrı renklerde, şekilli şüküllü tropik meyveler ilgimizi çekti..
Bir diğer adı "pitaya" olan (ejderha meyvesi) ile Christy sayesinde tanışmış olduk..

Ejderha Meyvesi

Kabuğu, içi, renkleri her şeyiyle bizi şaşırtmıştı.. İçindeki tohumları kiviye benziyor ama renkleri ve tadı tabii ki çok farklı..İçi beyaz olanın tadı yok gibi diyebilirim. Beyaza göre daha tatlı olduğu için ben kırmızı olanı sevdim. Eşim Anıl iki çeşidini de beğendi.

Bol sulu, içimizi serinleten meyvelerin tadına baktıktan sonra Tayvan'ın yerlisi olan arkadaşımız Elmo ile buluşmak üzere yola çıktık. Bir ülkede yaşarken en büyük avantaj yerli halktan bir arkadaşının olması sanırım. Bizim de Tayvan'da bulunduğumuz süre içinde Elmo ve daha sonra onun sayesinde tanıştığımız, yaklaşık 8-9 yıldır burada yaşayan Deniz, ve Sinan'ın olması çok büyük avantaj sağladı..

Tayvan'ın, evden kafayı dışarı uzattığınız anda tüm vücudu dakikalar içinde sırılsıklam yapabilen doğal sauna özelliğine sahip havası az önce yediğimiz sulu meyveleri vücudumuzdan atmıştı bile..

Siz siz olun eğer bir gün olur da Tayvan'a yolunuz düşerse, ne olursa olsun öğlen güneş tam tepedeyken burnunuzu bile dışarı çıkarmayın..Tamamen çılgınlık..İzmir' de yaşayan biri olarak bir çok kez öğlen vakti dışarıda bulunduğum olmuştur ama sıcakla birlikte nem yutmanın ne demek olduğunu burada öğrendim. Evet, baya baya nefes alıp verdikçe nem yutuyorsunuz...

Otobüs durağına giderken ilk gördüğümüz Hi-Life' a attık kendimizi.. Sıcak kumlardan serin sulara atlamak tabiri çok yerinde olacak ki "içecek reyonuna daldık direk..

Tayvan'da en çok rastlayabileceğiniz convenient storelerdan diğerleri 7-Eleven, FamilyMart, OK markettir..

Bu marketlerin bize sunduğu nimetleri saymaya başlamadan önce, şunu belirtmeliyim ki; Tayvan daysanız ilk iş olarak bu marketlerin birinden ya da metrodan "easycard" satın almanız gerekiyor..

Bizim İzmir kent-kart, İstanbul kart gibi, Taipei metro, otobüs, ubike, otopark, devlet kurumları ve storelarda kullanabileceğiniz 'touch-and-go' akıllı kart sistemi..

Storelarda yada metrolarda bulunan dolum makinelerinden istediğiniz zaman istediğiniz miktarda para yükleyebiliyorsunuz.. Başka kredi kartı satın almaya gerek kalmıyor..Yıllarca kullanabileceğiniz bu kartın nihai amacı da; Tayvan'da bulunan İnsanların seyahatleri boyunca şehir içi ulaşım ve alışveriş gibi hizmetlerde tek bir kartla ödeme kolaylığı sağlamak.
Ön yüzleri çeşitli anime karakterleriyle süslendirilmiş bu cici kartları NT$100 karşılığında temin edebilirsiniz..Biz geldiğimiz günün akşamı OK marketten satın almıştık..

" easycard " arkayüzü

Taipei'de ulaşım oldukça kolay.. Kalacağınız otelden ya da metrolardan edinebileceğiniz şehir haritası ve metro planıyla her yere çok rahat gidilebilir..Ayrıca bütün metro istasyonlarında trenin kapısı açılıp indiğinizde "You are here" haritası çıkıyor. Bu harita üzerinde o metro istasyonu çevresindeki her yeri rahatça görebilir ve gideceğiniz yere hangi çıkış kapısından çıkarsanız daha kolay ulaşacağınızı anlayabilirsiniz. O kadar kolaylaştırmışlar ki işleri sanki kırk yıldır burada yaşıyormuşsunuz gibi kimseye bir şey sormadan kolayca ulaşabiliyorsunuz gideceğiniz yerlere..

***
Market nimetleriyle devam ediyoruz..Öncelikle herkesin yaşadığı muhite yakın, 1-2' şer dakikalık yürüyüş mesafesiyle bir diğerine ulaşabileceğiniz bollukta olan ve günün 24 saati açık bulabileceğiniz bu marketlerde: Atıştırmalıklar, dilerseniz orada bulunan mikrodalga fırında ısıtıp alabileceğiniz fastfood tarzında hazır yiyeceklerden çeşitli içeceklere, alkol, köpek maması, dergi, gazete; Tayvanın yaz kış ne zaman bastıracağı belli olmayan ani yağmurlarına karşın yağmurluk ve şemsiyelerden tutun t-shirt, gömlek gibi ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz.
Dahası, posta, fatura ödeme, fax, fotokopi, tren bileti, wc, atm gibi hizmetlerin merkezi yine bu marketler..

7/11

içeceeek, daha çok içeceekk

Family mart içi

Üstelik bir çoğu oturup derginizi, gazetenizi okuyabileceğiniz, isteğe göre sıcak veya soğuk kahve sunumu yapan küçük cafeler şeklinde dekore edilmiş. Şimdilik aklıma gelenler bu kadar.. Daha ne olsun ki dimi?

***
Baharat, yağ,tütsü vs. kokularının karışımıyla ülkenin geneline hakim bir koku var ama bazı restoranlarda yapılan"choudoufu" isimli bir yiyecek var ki; yapıldığı mekanın önünden destursuz geçilmemeli :/ büyük olasılıkla dünyanın en iğrenç kokan yiyeceği. Anlamı da zaten "iğrenç kokan tofu" demek. Yolda giderken bunu yapan bir mekanın önünden geçmek bütün midemi alt üst etmeye yetti.. Bunaltıcı hava ve kokulara dayanmaya çalışan zavallı bünyem artık isyan etmeye başlamıştı..
Otobüsle Nangang Exibiton Center'dan inip metroya bindik. İneceğimiz durak mavi hat üzerinde bulunan City Hall..
Metrodan indiğimiz gibi "you are here" haritasından çıkış kapımızı bulup Elmoyla buluştuk..
Önümüzde uzun bir gün vardı zayıf düşmüş bünyemizi canlandırmak için, Elmo bizi fırın tarzında çeşit çeşit ekmek, poğaça, kek gibi hamur işlerinin satıldığı bir cafeye götürdü.. Sütlü çayla birlikte bir kaç çeşit kek ve açmaya benzer bir şeyler yedik..Tatları yoğundu..Oturduğumuz mekanı sevmiştim..Burada kendimize geldikten sonra bulunduğumuz yere yürüme mesafesinde olduğumuz dünyanın en yüksek dördüncü binası olan Taipei 101'e gittik.

İçi de dışı gibi oldukça büyük bu inanılmaz yapıyı diğer yazılarımda daha detaylı anlatmak istiyorum.

O gün sadece döviz bozdurup telefon hatlarımızı aldık..Tayvan serüveni bizim için başlamıştı ilk gün için pilimiz erken bitti malum jat-lag durumları.. :) Ama acelemiz yoktu ve hala görelecek çok yer, tadılacak mutluluklar vardı. O zaman birlikte keşfetmeye devam...

Sonuna kadar okuyup ipek etkisinde kalmışsanız ne mutlu bana :) diğer yazılarımda görüşmek üzere kendinize cici bakın..